EXCESS ENERGY AND THE THEORY OF REST

Fazla enerji ve dinlenme teorisi

Oyun, çocuklarımızın fazla enerjilerini harcamaları ve bir denge duygusu bulmaları için önemli bir çıkış olarak hizmet eder, ya da başka bir teorinin önerdiği gibi, onlara kişisel gelişimlerini kolaylaştırarak gerçekten keyif aldıkları faaliyetlerde dinlenme ve katılma fırsatı sunar. Soru ortaya çıkıyor: hangi perspektif sizinle yankılanıyor? Oyun araştırması iki ana teoride kategorize edilebilir: klasik teoriler ve dinamik teoriler. Klasik teoriler arasında aşırı enerji teorisi ön plana çıkar. Bu teoriye göre, çocuklar kesinlikle gerekli olandan daha fazla enerji harcamak için oyuna girerler. Bunu yaparak, herhangi bir baskın gerginliği serbest bırakırlar ve daha sağlıklı bir denge durumu elde ederler. Bu bağlamda, bir çocuk oyuna ne kadar çok girerse, o kadar dengeli ve sağlıklı olurlar. İkinci klasik teori, bireylerin zevkli buldukları faaliyetlere katılırken gençleşme ve yenilenme duygusu yaşadıklarını öne süren dinlenme teorisidir. Çocuklar için oynama arzusu, doğal rahatlama ve gençleşme ihtiyaçlarından kaynaklanmaktadır. Üçüncü klasik teori, ön test teorisidir. Bu teori, çocukların içgüdüsel olarak oyunu henüz elde etmedikleri davranışları denemek için bir araç olarak kullandıklarını göstermektedir. Bu nedenle oyun, gerekli becerilerin edinilmesini ve içgüdüsel yönlerin geliştirilmesini kapsayan kapsamlı bir deneyim haline gelir. Brüt'ün de belirttiği gibi, çocuk oyunu gelişimlerine paralel olarak gelişir. Oyunun ilk aşamaları, duyusal ve motor becerilerinin geliştirilmesine odaklanır, ardından yapılandırılmış ve kural tabanlı oyunların ortaya çıkmasıdır. Sonraki aşamalar, rol yapma ve taklit gibi sosyal oyunu ve koşu ve kovalama gibi aktif oyunları içerir. Deneyimsel oyun, çocukların duygularını düzenlemelerini sağlarken, sosyodinamik oyun kişilerarası ilişkileri güçlendirir. Bağlantı teorisine göre, oyun çocukların insan gelişiminin psikolojik ve devam eden aşamalarını yeniden canlandırmasına ve deneyimlemesine izin verir. Klasik teoriler karşıt görüşler sunabilse de, her ikisi de oyunu bir enerji birikimi ve deşarj aracı olarak sembolize eder. Yetişkin davranışların deneyimsel bir aşamayı temsil ettiğini, ilkel davranışların içgüdüsel davranışlar olarak ortaya çıkmaya devam ettiğini ileri sürmektedirler. Oyun, sürekli mevcut, dinamik, özgür ve tekrarlanabilir bir ortamdır. Freud'un bakış açıları, çocukların kısıtlamalardan kaçmalarını ve gerçek dünyada kabul edilemeyecek agresif davranışları keşfetmelerini sağlayan psişik ve dinamik bir süreç olarak oyun. Oyun yoluyla, çocuklar yeni yetenekler edinir ve zorlukların üstesinden gelirler, böylece korkularını ele alırlar. Freud, mantıksal gelişim benliğin gelişimi ile uyumlu olduğunda oyunun ilgiyi korumadığını savunuyor. Çocuk oyununun rastgele olmadığını; Bunun yerine, hem bilinçli hem de bilinçsiz duyguları ifade ettikleri bir ortam olarak hizmet eder. Çocuklar, gerçek dünya ve oyun alanını ayırt edebilirler, bu da öfke, sevinç ve hayal kırıklığı gibi duyguları filtrelenmemiş bir şekilde kanalize etmelerine izin verebilirler. Oyun bir dengeleme aracı, üzüntü duygularının ifadesini ve çözünürlüğünü kolaylaştıran, sonuçta dengelerini geri yükleyen bir terapi biçimi olarak hareket eder. Dahası, oyun çocukların sevinç getiren faaliyetlere yönelmelerini sağlar. Piaget, çocukların dış deneyimleri oyunlarına dahil ettiklerini ve onu bilişsel gelişimlerini destekleyen doğal bir unsur haline getirdiklerini ileri sürüyor. Piaget'e göre, Play insan doğasının ayrılmaz bir parçasını oluşturur ve bilişsel büyümeyi sürekli olarak besler.Asik olarak, oyun denge elde etmek için bir araç ve fazla enerjiyi deşarj etmek için restoratif bir çıkış olarak hizmet edebilir. Bununla birlikte, her zaman bir Çocuğun Doğası, İşi ve Dünyası. Oyun ve sevgiyle dolu değerli anlar ...
Bloga dön